KÖK Hücre Tedavisi

Kök Hücre Tedavisi Son yıllarda eklem kireçlenmeleri başta olmak üzere çok sayıda kas iskelet sistemi hastalığında hücresel tedaviler kullanılmaya başlamıştır. Bu yöntemlerde tedavi edici olarak vücuda verilen bir ilaç değil kişinin kendi dokularından elde edilen hücrelerdir. Bu hücrelerin sahip olduğu bazı maddeler ve özellikler hasarlı doku bölgesinde iyileştirici etkilere yol açmaktadır. Burada iki temel yöntem öne çıkmaktadır. Birincisi PRP (Platelet Rich Plasma, trombositten zengin plazma), diğeri de kök hücre yöntemidir.
PRP tedavisi göreceli daha eski olup teknik olarak daha fazla kullanım alanı mevcuttur. Bu yöntemde hastanın yaklaşık 10-20 ml kanı alınır ve özel sistemler yardımı ile santrifüje tutularak kanın pıhtılaşma hücreleri ayrıştırılır. İçinde yoğun şekilde trombosit hücresi bulunan yaklaşık 2-3 ml’lik sıvı hastanın problemli bölgesine enjeksiyon şeklinde uygulanır. En çok diz ve kalça kireçlenmelerinde, tendon yırtıklarında, bağ yaralanmalarında, tenisçi ve golfçü dirseğinde, lokal kıkırdak zedelenmelerinde kullanılır. Ayrıca kozmetik olarak da yaygın bir kullanımı vardır.

Kök hücre tedavisi PRP tedavisine göre biraz daha komplike bir yöntemdir. Bu tedavide de kişinin hücreleri kullanılmakla beraber bu hücreler trombosit değil kök hücrelerdir. Kök hücreler vücutta en kolay yağ dokusu ve kemik iliğinden elde edilmektedir. Kök hücrelerin elde edilme yöntemi açısından da yağ dokusu (tercihen karın çevresi) işlemin daha kolay olması nedeniyle daha çok tercih edilmektedir Kemik iliği ya da yağ dokusundan alınan materyal bazı mekanik işlemlerle ve enzimler ile biyolojik saflaştırma prosedürüne tabi tutulur. Böylece içinde yoğun kök hücre olan birkaç mililitrelik materyal elde edilir. Bu sıvı hastanın problemli olan bölgesine enjeksiyon yardımı ile uygulanır. Burada enjeksiyonun doğru bölgeye yapılması son derece önemlidir. O yüzden enjeksiyon mutlaka ultrason görüntüleme yardımı ile gerçekleştirilmelidir. Özellikle kalça gibi derin eklemlerde ultrason olmadan eklem enjeksiyonun doğru bir şekilde yapılması hemen hemen imkansızdır. Yine kireçlenmesi fazla olan dizlerde, tendon rahatsızlıklarında rehber görüntüleme kullanmak tedavinin başarısı açısından son derece önemlidir.

Yukarda bahsedilen standart kök hücre hazırlama yöntemi dışında kemik iliği ve yağ dokusundan alınan hücrelerin tamamen saflaştırılarak özel hücre kültürlerinde çoğaltıldığı bir kök hücre yöntemi daha olmakla beraber yöntemin uzun sürmesi ve çok pahalı olması nedeniyle klinik kullanıma pek girmemiştir.

Bu şekilde hazırlandıktan sonra hasarlı eklem verilen kök hücrelerin kıkırdak hücresine dönüşebildiği, o dokuda bulunan diğer kök hücreleri de hasarlı bölgeye çekerek tamiri hızlandırdığı, sahip oldukları bazı biyolojik etkili maddelerle doku iyileşmesini hızlandırdıkları gösterilmiştir. Yapılan çok sayıda klinik araştırmada kök hücre tedavisinin hastaların semptomlarını azalttığı, eklem fonksiyonlarını arttırdığı tespit edilmiştir. MR kontrollü çalışmalarda da kıkırdak iyileşmesi üzerin olumlu etkileri ve kıkırdak rejenerasyonunu arttırdığı gösterilmiştir.

 

Özellikle PRP ile de beraber uygulandığında sonuç daha da etkili olmaktadır. Tendon cerrahilerinden sonra yapılan kök hücre uygulamalarının da tendon iyileşmesini hızlandırdığı görülmüştür. PRP’den farklı olarak ağır kireçlenmesi olan hastalarda da kısmen etkili olmaktadır. Bu, özellikle eşlik eden hastalıkları sebebi ile ameliyat olamayan hastalarda büyük avantaj sağlamaktadır.

Kök hücre ile yapılan çok sayıda uygulamada önemli bir yan etki gözlenmediğinden yöntem son derece güvenlidir. Şimdilik tek dezavantajı maliyetinin göreceli yüksek olması gibi gözükmektedir. Tüm tedavilerde olduğu gibi kök hücre tedavisi de egzersiz gibi diğer yardımcı tedaviler ile desteklenmelidir.